Hukuku Beklerken / 26.02.2016

Hukuku Beklerken!

Başbakan “Artvin için hukuki süreç beklenecek” dedi.

Başbakanın bahsettiği hukuk 20 yıl boyunca sürdürülen mücadelede ”hukuki sürecin” hiçe sayılması ve 15 Şubat itibariyle başlayan saldırılarda Artvin halkının ve bu mücadelede dayanışma gösteren tüm yaşam savunucularına karşı işlenen suçun görmezden gelinmesidir.

Artvin halkı, Cerattepe girişlerini engelleyen kolluk kuvvetine hukuk dersini 21 Şubat günü ellerinde madenin yer tahsisi olamadığını gösteren belgeyi göstererek vermiştir.

Esasen Başbakanın beyanının fiili karşılığı çalışmanın durması, iş makinelerinin ormanımızdan çekilmesi, Cengiz İnşaatın ve kolluk kuvvetlerinin Artvin’i terk etmesidir.  Ancak Artvin halkının temsilcileri şirketin ve kolluk kuvvetlerinin çekilmesi taleplerine karşılık alamadı. Görüşmeler yapılırken şirketin alanda kalmasının meşruluğu sağlanarak yer tahsisi gizlice yapıldı.

Tüm bu hukuksuzlukların öncesinde de Artvin halkı birçok dava kazandı. Şirket her seferinde yeni hamlelerle geldi.

Sadece Artvin mi? Elbette hayır;

Karadeniz’den bir kaç örnekle devam edelim.

Rize Salarha Vadisi’nde yapılmak istenen Ambarlık HES Projesi için İdare mahkemesi iptal kararını onaylarken, bakanlık aynı HES için yeniden onay verdi 3. kez dava açıldı. Bilirkişi incelemesi beklenmekte.

Artvin Arhavi Kavak HES’in 2 ÇED’i iptal edildi. 3.ÇED İçin dava devam ederken Danıştay ilk ÇED’i bozdu. İlk ÇED üzerinden mahkeme davayı reddetti. Şimdi yürürlükte 2 tane ÇED var. Çevre avukatlarının bile kafası karışık. MNG hukuksuz bir şekilde çalışmaya devam etmekte.

Rize’nin Çayeli ilçesinin Senoz Vadisinde açılan 12 davanın tamamı kazanılmasına rağmen her defasında  bakanlık izniyle yeni bir ÇED süreci başlatıldı. Senoz vadisi yeni bir yürütmeyi durdurma kararı aldı ancak süreç yeniden başlayacak.

Rize İkizdere’de SANKO’ya ait HES projesinin ÇED’i iptal edildi. .Çalışmaların durması beklenirken aynı gün içerisinde yeni ÇED raporuna onay verildi. Yargı süreci devam eden HES bizzat dönemin başbakanı Recep Tayyip Erdoğan tarafından açıldı.

Artvin Şavşat’ta Mansurat Deresi’ne yapılmak istenen Şavşat HES için alınmış Danıştay kararına rağmen şirket çalışmaya başladı ve halk nöbeti ile çalışmasını durdurmak zorunda kaldı. Bu dere üstünde yapılmak istenen Armutlu I-II HES projelerinin ÇED raporu bölge halkının açtığı davada iptal edildi.

Ordu Fatsa’da İngiliz maden şirketi dava süreci ve halkın itirazları devam ederken siyanürlü deneme üretimi başladı

Bartın Amasra’da HEMA – HATTAT holding tarafından yapılmak istene Termik santral için beş defa ÇED süreci iptal edildi. Şirket adını ve termik santrallerin adlarını değiştirerek tekrar ÇED başvurusunda bulundu.  Bakanlık, önceki başvurular daha önce reddedilmiş olmasına karşın yeni başvuruyu sanki farklı bir başvuruymuş gibi hukuksuz bir şekilde kabul ederek yeni bir süreç başlattı. 42 bin imzanın toplandığı halk tepkisi nedeni ile ÇED raporu 2014 yılından beri bakanın önünde bekliyor. 16 yıldır Termik Santrale karşı mücadele etmekte.

Şüphesiz Karadeniz dışında pek çok yerde de hukukun uygulanmayışı yada arkadan dolanılmasına dair örnekleri görmek mümkün,

Antalya Alakır Vadisi mahkeme tarafından 1. Dereceden Doğal SİT Alanı ilan edilerek koruma altına alındı. Bu Karara rağmen HES projesine yönelik çalışmaklar devam etmekte.

Soma’nın Yırca köyünde hukuki sürecin tamamlanmasına rağmen termik santral uğruna 6 bin zeytin ağacını kesildi.

Karaburun Sarpıncık Köyünde yapılmak istenen RES inşaatlarına karşı yöre halkının açtığı davada mahkeme bakanlığa 15 günlük savunma süresi vermişti. Bu süre daha dolmadan Çalık Grubu’na ait RES şirketinin araziye girerek inşaat çalışmalarına başladı. İnşaat çalışmasından saatler sonra acil yürütmeyi durdurma çıktı ancak şirket yapacağı zararı yapmıştı.

Malatya İdare Mahkemesi Pembelik HES Barajı’yla ilgili yürütmenin durdurulması kararını vermişti ancak LİMAK Holding çalışmaya devam etti.

Çanakkale’nin Karabiga beldesinde, CENGİZ Holding tarafından yapılmak istenen Termik Santral Projesinin ilk ÇED Olumlu kararı iptal edildi. Proje daha sonra 4 parçaya bölünerek kamu denetiminden kaçırıldı. Bakanlık bu projelerden ikisi hakkında ÇED Olumlu, biri hakkındaysa ÇED gerekli değildir kararı aldı. Ancak alınan kararlar yargıya takıldı ve iptal edildi. Şirket vazgeçmedi yeni ÇED raporunu Bakanlığa iletti ve olumlu karar aldı.  Tekrardan ÇED iptal davası açıldı. Dava devam ederken bir skandal yaşandı bilirkişi heyetinin, 4 santral için de kopyala yapıştır yöntemi ile aynı raporu hazırladığı ortaya çıktı.

Türkiye’nin dört bir yanında ekoloji mücadelesi verilen her alanda hukuksuzluğu görmek mümkün

İlgili Bakanlıklar; mahkeme kararlarındaki gerekçeler doğrultusunda görevini yapmak yerine aynı konuya ilişkin birden fazla işlem tesis ederek vatandaşın hak arama hakkını zorlaştırmakta, davalar devam ederken şirketler çalışmayı sürdürerek geri dönülmez tahribatlar yapmaktadır.

Bu ve benzeri pek çok örnekten yola çıkarak, eğer hukuki süreç beklenecekse; bunun için öncelikle ortada beklenecek bir hukukun olması gerekmektedir. Bugün geldiğimiz noktada Artvin için bir karar bekliyoruz. Ancak hayal ettikleri gibi uysalca eve dönmek için değil. Hukuk diye bir şey kaldı mı, yoksa küçük de olsa bir umut var mı görmek için!

 

Diğer Yazılar