İkizdereliler Cimil’deki madene karşı yürüdü: İkizdere’den Cimil’e doğamızdan defol

Eskincedere vadisinde yaşanan doğa talanının sonlanması hem de Cimil yaylasında yapılacak maden arama çalışmasına ‘dur’ demek için İstanbul’dan yola çıkan İkizdere Çevre Derneği üyeleri (İÇDER) İkizdere’ye ulaştı. Yaşam alanı savunucuları, 29 Ekim Cumhuriyet Bayramı vesilesiyle İkizdere’den Cimil’e düzenlenen yürüyüşe katıldı.

JANDARMA KOMUTANI: BURAYA BİN TANE ADAM YIĞARIM 

Yaşam alanı savunucuları Cengiz İnşaat’ın taş ocağı yapım çalışmalarını sürdürdüğü Eskincedere vadisinde yaşanan doğa katliamını protesto etmek amacıyla şantiye önünde basın açıklaması gerçekleştirmek istedi. Jandarma, yaşam alanı savunucularını kamyonların geçiş güzergahını kapattıkları gerekçesiyle engellendi. Jandarma komutanı açıklama yapmak isteyen yöre halkı ve yaşam alanı savunucularını, “Ben bilmiyor muyum buraya bin tane adam getirmeyi, daha önce bunları da yaşadık. Yine getiririm biliyorsunuz. Buraya bin tane adam koyarım affedersiniz kımıldayamazsınız” diyerek tehdit etti.

“CENGİZ DEFOL, İKİZDERE BİZİMDİR”

Yöredeki direnişin sembol isimlerinden Ayşe Baş jandarmanın engellemesine tepki göstererek, “Bir konuşma yapalım. Bizim de sesimizi duyulsun. Gelin benim evimi görün, su nasıl akıyor. Bizi mahvettiler, başka kimseyi mahvetmesinler” dedi. Bütün engellemelere rağmen şantiye önünde  “Cengiz defol İkizdere bizimdir”, “Ormanlar, nehirler sermaye değiller” sloganları atıldı. 

“YENİ TALANLARIN ÖNÜ AÇILIYOR”

Yaşam alanı savunucuları açıklamanın ardından otobüse binerek İkizdere yeni pazar yerine hareket etti. Burada da yapılan basın açıklamasını İkizdere Çevre Derneği ikinci Başkanı Halit Yılmaz okudu. İkizdere’de doğa katliamının tüm hızıyla devam ettiğini belirten Yılmaz sözlerine şöyle devam etti: “Hidroelektrik Santrallerinin (HES) yapım aşamalarında  halkımıza yalan söyleyerek ‘derelerin kurutulmayacağı, gerekli can suyunun’ verileceği taahhüt edilmesine rağmen bugün derelerin durumunu hepiniz görüyorsunuz. Ardından taş ocakları ile doğamız, ormanlarımız talan edilirken aynı yalanlar devreye sokuldu. Kapse-Komes Taş ocağı ve Eskencidere’deki taş ocağı alanlarındaki tahribat ve yıkım genişleyerek devam ediyor. Bu taş ocakları artık İkizdere’nin her yerinden görünen kara bir leke olarak görmeyen gözler, duymayan kulaklar içinde artık her yerden görünen yıkım alanı oldu.”

“CİMİL’DEKİ MADENE HAYIR”

Son olarak çevre şehircilik il müdürlüğü tarafında 2015 yılında Cimil’de maden arama ruhsatı verilmesine işaret eden Yılmaz, “Anlıyoruz ki doğa katliamları önünde hiçbir engel görmeyerek yeni talanların önü açılmaya çalışılıyor. İkizdere yer üstü zenginlikleri bütün canlılara yaşamı alanı olurken yapılan ve yapılmak istenen doğa katliamları ile bütün bu zenginlikler yok edilmeye çalışılıyor. Bu talanlara hep beraber ‘dur’ diyelim. Bu karşı duruş, doğamıza yaşam alanlarımıza karşı sahip çıkmak için oluşturulan bir birlikteliktir. Giden asla geri gelmiyor” diye konuştu.

Yılmaz son olarak şunları kaydetti: “Bu doğa katliamlarına  ‘dur’ demek ve  Cimil’de maden arama ruhsatı verilmesine  hayır demek için Cimil’e doğru doğa yürüyüşü yapıyoruz. Bu katliamları durdurmak için bu sene ikincisini düzenleyeceğimiz İkizdere Kestane Festivali’ni yapıyoruz. Gelin İkizdereliler bir olalım. Zalimlere, talancılara karşı sesimizi birleştirerek beraber haykıralım; İkizdere’den eliniz çekin. Ormanıma, derelerime yaşam alanlarıma dokunmayın. Defolun.”

Yaşam savunucuları açıklamanın ardından Cimil’e doğru yaklaşık 4 saatlik yürüyüşe başladı. Tarihi Cimil Köprüsü’ne çıkan yaşam alanı savunucuları ve yöre halkı tulup çalıp, türküler söyledi.

Haber: Evrensel – 29.10.2022

Diğer Yazılar