Yaşam savunucuları Kadıköy’de bir araya gelerek “İkizdere İskencidere Vadisi’nde taş ocağına hayır” dedi.
“İkizdere Vadisi taş ocaklarına kurban edilemez” diyen yaşam savunucuları Kadıköy İskele Meydanı’nda basın açıklaması gerçekleştirdi. Burada bir araya gelen yaşam savunucuları “İkizdere İskencidere Vadisi’nde taş ocağına hayır”, “Taş ocağını durduralım” pankartları açtı.
İstanbul Rize Masası’nın gerçekleştirdiği eyleme çok sayıda yaşam savunucusu katılırken siyasi parti temsilcileri de destek verdi.
Yapılan açıklamada konuşan İstanbul Rize Masası Başkanı Necati Ekşi, Rize İkizdere Vadisi’nin bir kolu olan İskencidere Vadisi’nde kurulması planlanan taş ocağının doğal hayatı ve bölge halkını tehdit ettiğine dikkat çekti.
Ekşi, İskencidere Vadisi’nin dünyada öncelikli korunacak 200 ekolojik bölgeden birinin içerisinde yer aldığını vurguladı.
Yine bu alanın Doğal Sit-Nitelikli Doğal Koruma Alanı ve kısmen Doğal Sit-Sürdürülebilir Koruma ve Kontrollü Kullanım Alanı olarak tescilli olduğu açıklamada yer buldu.
Ekşi, projenin herhangi bir kamu yararı barındırmadığını belirtirerek “Kâr uğruna yaşam alanlarımız tahrip edilmek İstenmektedir. Bölgede yürütülecek olan açık ocak işletmeciliği ile patlatmalardan dolayı meydana gelecek titreşim, gürültü, toz oluşumu, bitkisel üst örtü toprağının sıyırılması, yeraltı su tabakasında bozulmalar, görsel kirlilik, heyelan riskinin tetiklenmesi gibi birçok olumsuz etki vadimize ve doğal yaşam alanımıza zarar verecektir” diye konuştu.
“DÜNYADAKİ SAYILI VADİLERDEN”
Taş ocağının zararının bunlarla sınırlı olmadığını ifade eden Ekşi, “Ayrıca açılacak taş ocağı organik çay üretimi, büyükbaş hayvancılık ve arıcılık gibi bölge halkının geçim kaynaklarını olumsuz etkileyecektir” dedi.
“Deli Bal” üretimi ile bilinen Gürdere köyünün de bu süreçte zarar göreceğini belirten Ekşi, İkizdere Vadisi’nin ve kollarından olan İskencidere Vadisi’nin dünyada sayılı vadiler arasında sayıldığını kaydetti.
“SAĞLIKLI BİR ÇEVREDE YAŞAMA HAKKIMIZIN GASBIDIR’”
İskencidere Vadisi’nin içerisinde eşsiz bir flora barındırdığını söyleyen Ekşi, “Böyle bir bölgede taş ocağı işletilmesi, çevre ve insan sağlığını tehdit etmesinin yanı sıra bölgenin sahip olduğu doğal değerlerin ve yaban hayatın kaybolmasına neden olacaktır” diye belirtti.
Ekşi son olarak şunları söyledi: “Geçtiğimiz yıllarda bölge halkının hukuki mücadelesi sonucu iptal edilen ruhsatların kapasite artırımı yapılarak yeniden verilmesini, anayasada belirtilen ‘sağlıklı ve dengeli bir çevrede yaşama hakkımızın’ gaspı olarak görüyoruz. Bu hakkımızın bir şirketin rantı uğruna feda edilmesine izin vermeyeceğiz!”
Evrensel/ 14.11.2020