Yeşil Artvin Derneği, “Artvinlinin Yaşam Kaygısı: Cerattepe” başlıklı bir panel düzenledi. Grand Artvin Otel’in toplantı salonunda gerçekleştirilen panele konuşmacı olarak Prof. Dr. Ali Demirsoy, Prof. Dr. Doğanay Tolunay, gazeteci-yazar Özgür Gürbüz konuşmacı olarak katıldı.
Açılış konuşması Dernek Başkan Yardımcısı Nursal Bülbül tarafından yapıldı. Bülbül konuşmasında kaygılı olduklarını vurgulayarak, “Geçmişimizden bize miras bırakılan ve bizim de geleceğe emanet edeceğimiz doğamızı güzel tutmak istiyoruz, doğamıza zarar verilmesin istiyoruz. Bu yüzden kaygılıyız” dedi.
Biyolog Prof. Dr. Ali Demirsoy gerçekleştirdiği “Cennet Bir İlin Değişim Öyküsü” başlıklı sunumunda Artvin yöresinin jeolojik geçmişinin nasıl oluştuğunu anlatarak, bölgede yetişen endemik bitkilerin, yaşayan çeşitli hayvanların ve böcek türlerinin şimdiye kadar yapılan baraj çalışmalarıyla ve altın madeni çıkartma çalışmalarının ardından yok olacağını vurguladı.
HES raporlarına değinen Demirsoy, şimdiye kadar incelediği HES raporlarının hiçbirinin bilimsel raporlar içermediğini belirterek, “Her ne kadar HES raporlarını düzenleyenler de biyolog ya da yakın meslek gruplarından olsa da, Artvin’in aydınlık yüzlü insanlarının bu değişimlere direnmesi, doğa koruma tarihi bakımından kayda geçecek yüz akı bir eylemdir” dedi.
İkinci sunum, “Madenciliğin Ekolojik Etkileri” başlığıyla Prof. Dr. Doğanay Tolunay tarafından gerçekleştirildi. Tolunay sunumunda madencilik faaliyetinin başından sonuna hatta madencilik faaliyetleri bittikten sonra bile zararların devam ettiğini vurguladı.
2017’de 17 bin 221 maden ruhsatı verildi
Türkiye’de 2017 yılı içinde verilen maden ruhsat sayılarının 17 bin 221 tane olduğunu belirterek, “Madenciler, yaptığımız şey doğaldır, kullandığımız ürünlerin tamamı doğaldır diyorlar ama doğal olan her şey yararlıdır diye bir şey yok. Bir yerde madenciler giriyorsa her türlü zarar verilecektir ve verilir” dedi.
Madencilik faaliyetlerinin açık ve kapalı galeriler olarak işleyişine ve bu işleyiş türlerinin tarıma, hayvancılığa, arıcılığa, floraya ve sağlığa olumsuz etkilerinden söz eden Tolunay, “Sondaj çalışmalarından itibaren madenciliğin her aşamasında çeşitli kimyasallar kullanılıyor. Madencilik faaliyeti bir yerde maden çalışmalarının başlamasından bitene kadar hatta bittikten sonra dahi zehir yaymaya devam ediyor” diyerek madenciliğin doğa ve yaşam için olumsuz etkilerine değindi.
Umudunuzu yitirmeyin
Gazeteci-Yazar Özgür Gürbüz ise “Gazeteci Gözüyle Cerattepe” başlığıyla panelin 3’üncü sunumunu gerçekleştirdi. Gürbüz konuşmasının başında Artvinlilere “Türkiye tarihine büyük bir yaşam mücadelesi yazdınız. Umudumuzu hiç yitirmeyelim” diyerek seslendi.
Bilirkişi raporunu gördüğünde gülmeye başladığını dile getiren Gürbüz, “Annem bana bir çiçeğin yerini değiştirdiğinde çiçek yeni yerini sevmez ve açmaz derdi. Bugün bilirkişi raporuna baktığımda endemik bitkilerin yerleri değişebilir yazıyor ve ben annemin haklılığını dile getiriyorum” dedi.
Türkiye genelinde yapılan çevre mücadelelerine değinen Gürbüz, “Akkuyu’da kırk yıldan beri bir nükleer santral kurulamıyorsa bu halkın mücadelesinden kaynaklanıyor. Artvin’de maden çalışmaları başlamış olmasına rağmen mücadelenin bitmemesi gerekiyor. Bu mücadele her zaman başarıyla sonuçlanacaktır” dedi.
Programın ardından salonda bulunanlar panelistlere akıllarında kalan soruları sordu. Sorulara, alanlarına göre tek tek cevap veren uzmanlar ortak konu olarak Cerattepe’nin ülkemizdeki çevre davalarının sembolü haline geldiğini ifade ederek Artvin halkının vermiş olduğu mücadeleye devam etmesi gerektiğini söylediler.
Dilan Şahinbaş/BirGün
26.03.2018