1993 yılında Birleşmiş Milletler tarafından ilan edilişinden bu yana 22 Martta gündeme gelen Dünya Su Günü her yıl farklı temalar seçerek kutlanıyor. 2018 yılı için Dünya Su Günü teması insanların doğada cevap bulmalarını teşvik etme amacıyla ‘Su için Doğa‘dır. Buna cevap, selleri, kuraklığı ve su kirliliğini azaltmak ve ekosistemleri korumak için doğa temelli çözümler bulma şeklinde tanımlanmıştır.
Bugünü kutlamadan önce bugünü oluşturan kurumlara bir bakmak gerekir. Birleşmiş Milletler (BM) dünyada suyun metalaşmasına en fazla öncülük eden uluslararası kurumlardan biridir. Öyle ki 1992 Rio ve Dublin Konferanslarında suyu ilk kez piyasada alınıp satılabilecek bir meta olarak tanımlayan kurumdur. Konferanslarda su sorunu küresel ölçekte yalnızca bir işletme sorununa indirgenmişti; su kaynaklarını paylaşması, suyun fiyatlandırılması ve iyi bir yönetişim ile yönetilmesi görüşülerek su artık piyasa koşullarına açılabilecek ve kamu hizmeti anlayışı dışına çıkarılabilecekti. 1997 yılında ilk kez bir WWC-Dünya Su Konseyi kurulması önerisini gündeme getiren de yine BM’dir. Bu nedenle Dünya Bankası (WB), Ekonomik Kalkınma ve İşbirliği Teşkilatı (OECD) ve Dünya Su Konseyi (WWC)’nin yanı sıra BM de suyun ticarileştirilmesi sürecinde son derece kritik bir rol oynamaktadır.
Bilinmelidir ki Birleşmiş Milletler tarafından ilan edilen Dünya Su Günü, su kaynaklarının paylaşarak halkları su kıtlığının tek çaresinin suyun metalaştırılması olduğuna inandırmak için şirketler tarafından tasarlanmış bir gündür.
Günümüzde sermaye halen suyun başını tutmakta sözde temiz enerji politikaları ile suyu metalaştırmaktadır. Bugün hemen hemen bütün derelerde Hidroelektrik Santraller (HES) yapılmak istenmekte, buralarda suyun kullanım hakkı şirketlere devredilmektedir. Dereler, denizler, yer altı suları, kıyılar, ormanlar, meralar, 80.madde gibi yasal düzenlemelerle gözden çıkarılmakta, ÇED süreçleri değiştirilmekte, hukuki kazanımlar yok sayılmakta, doğal ve kültürel varlıklar tüm canlıların yaşam alanları bir bir yok edilmek istenmektedir. Şirketlerin taşeronu olan mevut iktidarın bu gözü dönmüş yağma ve talan politikalarına karşı ise, Artvin‘den Alakır‘a, Munzur’dan Rize‘ye kadar farklı coğrafyalarda suyuna, toprağına ve geleceğine yaşamına sahip çıkan insanlar toplumsal dayanışmayı ve mücadeleyi yükseltmeye devam etmektedir.
Su haktır satılamaz şiarı ile şirketlere ve onların taşeronu iktidarlara karşı mücadelemizi her dönemde devam edecektir. Bu yüzden çok uluslu şirketlerin menfaalerini korumak için oluşturulan Birleşmiş Milletler’in sözde ilan ettiği Dünya Su Günü bizler için şirketlere karşı toplumsal mücadele ve dayanışmanın günüdür.
22 Mart 2018