Yeşil Yol’a karşı çıkan 13 sanığın davası ertelendi

Rize’nin Çamlıhemşin ilçesinde, Yeşil Yol Projesi kapsamında, Yukarı Kavron ve Samistal yaylaları arasındaki 8 kilometrelik bağlantı yoluna karşı çıkan ve haklarında ‘iş ve çalışma hürriyetini engel’ suçlamasıyla dava açılan 13 kişinin yargılanmasına devam edildi.

Rize’nin Çamlıhemşin ilçesinde, Yeşil Yol Projesi kapsamında, Yukarı Kavron ve Samistal yaylaları arasındaki 8 kilometrelik bağlantı yoluna karşı çıkan ve haklarında ‘iş ve çalışma hürriyetini engel’ suçlamasıyla dava açılan 13 kişinin yargılanmasına devam edildi.

Karadeniz Bölgesi’nde 8 ilin yaylalarını birbirine bağlayacak 2 bin 600 kilometre uzunluğundaki Yeşil Yol Projesi kapsamında, Rize’nin Çamlıhemşin ilçesinin Yukarı Kavron ve Samistal yaylaları arasında yapımı süren 8 kilometrelik bağlantı yoluna yayla sakinleri karşı çıkmıştı. Yayla sakinleri, 9 Eylül 2015 tarihinde Yukarı Kavron Yaylası’nda tepkilerini dile getirerek iş makinelerini durdurmaya çalışmış, jandarmanın müdahale edip, gözaltına aldığı 13 kişi hakkında soruşturma başlatılmıştı. Şüpheliler hakkında, ‘İş ve çalışma hürriyetini ihlal’ suçlamasıyla Pazar Asliye Ceza Mahkemesi’nde dava açılmıştı.
Davanın bugün görülen duruşması, sanıkların ifadelerin alınmasının ardından 20 Eylül tarihine ertelendi.

AVUKAT: DOZERLER HIZLI, YARGI İSE YAVAŞ
Duruşma sonrası adliye önünde açıklama yapan avukat İbrahim Demirci, projenin daha önce Danıştay’ın kararı ile iptal edildiğini hatırlatarak yargı kararlarının gereğinin yerine getirmesini istedi. Demirci, “Her defasında haklılığımız, doğanın korunması gerektiğine dair her düzeydeki mahkeme kararları ile tescillenmesine karşın; idarenin hukuk dışı tavrından dolayı çok yüksek giderleri karşılayıp davalar açmak zorunda bırakılıyoruz. Doğanın hukukunu dile getirdiğimiz, savunduğumuz için ceza mahkemelerinde yargılanıyoruz. ‘Yeşil Yol ve Kayak Merkezi’ projelerinin hukuksuzluğuna karşı, şimdiye değin 8-10 farklı iptal davası açtık. Davalarda; vadiye ve Kaçkarlar’a gelip, bu eşsiz tabiatı yerinde gözlemleyen bilim insanları, onlarca sayfa tutan, ansiklopedik vasıf ve detayda raporlar yazdılar; bölgenin jeolojik oluşumundan başlayıp, ekolojik özelliklerine, sosyal dokusuna, geleneksel yaylacılık kültürüne dek. Bize ve yargıçlara önemli bilgiler verdiler. Dava konusu projelerde; neden ve hangi kapsamda kamu yararı olmadığını, planlama ilke ve esaslarına aykırılığı açık bir şekilde, bilimsel veriler ve değerlendirmelerle izah ettiler. Bu raporlar, hâlihazırda 2-3 aydır yargıçların önünde. Dosyalarının tozlu raflarından indirileceği günü bekliyoruz. Mayıs ayında olmamıza rağmen; ağustos güneşi var, dağlarda karlar hızla eriyor, yaylalarda yol çalışmaları da başlamak üzere.  Dozerler hızlı, yargı ise yavaş. Geç gelen adalete ise adalet diyemeyeceğiz” dedi.

‘DAVADA KORUNMAK İSTENEN DOĞADIR’
Danıştay hükümlerindeki raporlarda ‘Yaylaları, dağları ellemeyin’ dendiğini kaydeden avukat Demirci, şöyle konuştu:
“Danıştay hükümleriyle idareye ‘Yaylaları, dağları ellemeyin, olduğu gibi kalsın’ derken; idarenin hukuksuz işlemlerini sürdürmesi ve mahkemelerin halen yürütmeyi durdurma kararı vermemesini anlaşılır bulmuyoruz. Bu davada korunmak istenen doğadır. Zarar gören, kesilen, yıkılan orman, dozerlerle yarılan meralardan sonra verilecek kararın bir anlamı olmayacağını haykırıyoruz. Acilen ve derhal taleplerimize yanıt bekliyoruz.”

Kaynak: kackartv
8.05.2018

Diğer Yazılar