Hattat Holding tarafından Bartın’ın Amasra ilçesinde yapılmak istenilen termik santralin Çevresel Etki Değerlendirme (ÇED) süreci bir kez daha durduruldu.
Hattat Holding tarafından Bartın’ın Amasra ilçesinde yapılmak istenilen termik santralin Çevresel Etki Değerlendirme (ÇED) süreci bir kez daha durduruldu.
Şirketin yeniden başvurusu üzerine başlayan ÇED süreci, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’nda yapılan inceleme ve değerlendirme komisyonu (İDK) toplantısında, ilgili kurum görüşlerinin eksik olduğu gerekçesiyle durduruldu.
Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’nda gerçekleşen toplantıya; Cumhuriyet Halk Partisi Bartın Milletvekili Aysu Bankoğlu, Amasra Belediye Başkanı Recai Çakır, Bartın Belediyesi ve Bartın Platformu’nu temsilen Prof. Dr. Erdoğan Atmış ve davanın avukatları katıldı.
15 yıldır termik santrale karşı mücadele eden Bartınlılar; 43 bin dilekçe ve 2019 kişiyle projeye dava açmış ve birçok kez projenin durdurulmasını sağlamıştı.
Bartın Platformu üyesi ve Ormancılık Politikası Uzmanı Prof. Dr. Erdoğan Atmış’a göre termik santral yapılmasına ilişkin süreç 2010 yılında bitmiş.
Çevre Düzeni Planı’nda zaten termik santrale yer verilmediğini belirten Atmış, süreci şu şekilde anlatıyor: “Çevre Düzeni Planı’nda burası tarım, orman, balıkçılık ve turizm alanı olarak verilmiş. Bu 10 yıl önce denmiş. Yani bu iş 10 yıl önce bitmiş. Fakat şirket tekrar tekrar başvurdu. Şimdi bir tane termik santralden bahsediyoruz ama 2010’da 2 taneydi. Bunlardan biri Bartın Termik Santrali diğeri Amasra Termik Santrali idi. İkisi toplamda 2640 megavat gücündeydi. Daha sonra bu iptal olunca, termik santrallerin ismi değişti ve bir tanesinin baş vurusunu yaptılar. 2013 yılında HEMA Termik Santrali’nin başvurusunu yaptılar, 1320 megavattı”
Aynı durum iki farklı karar
19 Eylül 2013 tarihinde de yine Ankara’da yapılan İDK toplantısında da termik santral sürecinin durdurulduğunu belirten Atmış; Bakan o zaman Erdoğan Bayraktar’dı. 6 ay sonra, aslında iptal edilmesi gereken süreci devam ettirdiler. Biz tekrar itiraz ettik. Bu sefer üçüncü İDK toplantısı sonrası, proje askıya çıkma sürecine gitti. O arada şirket, HEMA Termik Santrali bu aşamaya gelince, ikinci termik santral için de başvurdu. Fakat bu sefer aynı Erdoğan Bayraktar bu kez, 2 Temmuz 2013 tarihli kararda: ‘burası daha önce uygun bulunmayan Bartın Termik Santrali ile aynı yerde olduğu için, Batı Karadeniz Termik Santrali projesini geri çeviriyoruz’ dediler. Birinde daha önce uygun bulunmayan alandaki termik santral başvurusunu devam ettirdiler. Birinde de hayır burası aynı yer deyip geri çevirdiler. İdare burada ortadan yarılan bir karar vermiştir. Aynı durumda iki farklı karar verdiler. Aynı bakan veriyor bu kararı da”
43 bin dilekçe ile itiraz, 2019 davacı
HEMA termik santralin ÇED raporunun askıya çıkmasıyla birlikte itiraz sürecinin de başladığını söyleyen Atmış: “İki hafta içerisinde 43 bin dilekçe toplandı. İmza demiyorum, ayrı ayrı herkes bireysel dilekçe verdi. Bu dilekçelerle bakanlığa itiraz ettik. O zamanki bakan da İdris Güllüce’ydi. Bakanlık bu kadar itirazı görünce rafa kaldırdı başvuruyu. Çünkü daha önce Türkiye’de böyle bir şey hiç yapılmamıştı. Kanal İstanbul’a kadar bu kadar itiraz dilekçesi oluşmamıştı. Rafa kaldırılan bu dosya 2016 yılının ekim ayında tekrar raftan indirildi ve bir anda kabul edildi. Kabul edilmesi gereken süreç de geçmişti aslında. İşin tuhaf tarafı hemen bir hafta içinde, Bartın-Karabük- Zonguldak ile ilgili Çevre Düzeni Planı da değiştirildi aynı bakanlık tarafından. ÇED geçtiği için, bu plana da termik santrali işlediler. Oysa ÇED’in planda olmadığı için kabul edilmemesi gerekirken, önce geçirip, sonra Çevre Düzeni Planı’na işlediler ve onayladılar. Bizler de Bartın halkı olarak 2019 davacıyla hem termik santralin ÇED raporuna hem de Çevre Düzeni Planına karşı dava açtık.”
İthal kömür getirmek için liman projesi
“Sadece bunlar da yoktu. Aynı zamanda bu şirket Amasra’daki sahadan kömür çıkaracağım ve bu kömürle bu termik santrali çalıştıracağım ve fazla kömürü de satacağım bunun için de liman yapmam lazım diyor. Bir de liman projesi vardı. Bunlar hepsi Danıştay tarafından iptal edildi. Bu liman niye yapılıyor? Bunu da belirtmek isterim. Diyorlar ki ‘biz artan kömürü buradan satacağız’, biz hesaplıyoruz; şu an tek bir termik santral için, buradan çıkan kömürün bir milyon ton açık var. İkinci bir termik santral planlıyorlar, kendi hesaplarına göre üç buçuk milyon ton kömür gerekiyor. İki termik santralde bu hesaba göre dört buçuk milyon ton açık var. Hangi kömürün fazlasını bu limandan satacaklar? Biz de diyoruz ki; bu limanı ithal kömür getirmek için yapıyorsunuz. Artık Çevre Bakanlığı da ithal kömürle çalışan termik santrallere izin vermiyor. Aslında bunu gizlemek için liman projesini o şekilde göstermek istiyorlar”
“Süreç devam ederse manevi tazminat davası açacağız”
Biz mahkeme kararlarıyla durduk, şirket 2019 yılında tekrar başvurdu. 2019 yılının Mayıs ayında Amasra’da ÇED Halkın Katılımı Toplantısı yapılmak istendi. Halk da tepki gösterdi ve katılmadı. Şirket bunu ‘halk ilgi göstermedi” diyor. Oysa tepkilerden dolayı kapalı spor salonunda yapılacak olan toplantıya tepkilerden dolayı komisyon üyeleri bile girememişti. Toplantı iptal edilmişti ancak onlar toplantıyı yaptık diye lanse ediyorlar. O toplantının neticesinde 4 Şubat 2021 tarihinde, termik santralin ÇED sürecinin İnceleme ve Değerlendirme Komisyonu’nun toplantısı vardı. Bartın Belediyesi yetkilileri, Amasra Belediye Başkanı, Milletvekilimiz ve avukatlarımızla bir heyet olarak katıldık. 2010 yılında yapılan bu toplantılardan birine 1000 kişi gelmişti Bartın’dan, ancak pandemi dolayısıyla, çok da çağrı yapmadan bir heyet oluşturup toplantıya katıldık. Toplantı da bütün anlattığım geçmişi gündeme getirdik. Mahkeme kararlarını tekrar hatırlattık, bu alanda termik santral kurulmasına Çevre Düzeni Planları’nın izin vermediğini dile getirdik. Bunların izin vermediği bir yerde sürecin bu aşamaya bile gelmemesi ve iptal edilmesi gerekiyordu zaten. İşte bunları söyledik toplantıda da. Hatta avukatlarımız, bunca mahkeme kararına rağmen yine ÇED Olumlu Kararı verilerse bakanlığa, 2019 kişiyle manevi tazminat davası açacaklarını demek zorunda kaldılar”
“Termik santral, koronavirüsü ellerimizle Bartın’a koymak demek”
İDK toplantısına katılan CHP Bartın Milletvekili Aysu Bankoğlu; uzun yıllardır Bartın ve Amasra halkının termik santrale karşı mücadele verdiğini ve bu projenin istenmediğinin anlaşılması gerektiğini söylüyor.
Bankoğlu: “Hukuki mücadelemize de sahadaki mücadelemize de hemşerilerimle devam edeceğiz. Şu an korona döneminden geçiyoruz. Bir pandemi sürecindeyiz. Sağlığımızın ne kadar önemli olduğunu her bir birey şu anda çok daha iyi anlıyor. Bartına’a, Amasra’ya bir termik santral kurulması demek, korona virüsünü Bartın’a ve Amasra’ya ellerimizle koymak demektir. Bu yüzden hiçbir şirketin ticari çıkarları, hiçbir hemşerimin sağlığından daha değerli değildir. Dün ki toplantıda da bazı eksik kurum görüşlerinin olduğu gerekçesiyle süreç bakanlık düzeyinde durduruldu. Talebimiz çok net, bakanlığın da bürokratların da vatandaşlarımızın Anayasa’da belirtilen, sağlıklı bir çevrede yaşama hakkını savunmaları gerekir. Bu sorumlulukla bakanlığın hareket etmesini umuyorum. ÇED sürecinin de bakanlık düzeyinde durdurulacağına inanıyorum. Durdurulmasa bile bizler yargı mücadelemize devam edeceğiz. Daha önceki yıllarda aldığımız kararlar gibi mahkeme süreci yine iptal edecektir.
CHP’li başkan da MHP’li başkan da karşı
Bartın ve Amasra halkı termik santrale karşı 15 yıldır verdikleri mücadeleyi Bartın Platformu çatısı altında örgütlüyor. Platformun içerisinde köylülerden avukatlara kadar herkes bulunurken, platformun sözcülüğünü ise MHP’li Bartın Belediye Başkanı Cemal Akın ve CHP’li Amasra Belediye Başkanı Recai Çakır yapıyor.
Amasra Belediye Başkanı Recai Çakır; termik santrale karşı verilen mücadelenin içinden gelen biri. Çakır, Ankara’da gerçekleşen toplantıda hukuki bilgi ve belgelerin tamamını sunduklarını söylerken; yaşanılanları: “Bu süreç artık bitsin istedik. Yorulduk gerçekten uzun yıllardır Amasra halkı da Bartın halkı da yoruldu. Esnafımız, turizmcimiz, köylülerimiz… burada yaşayan hiç kimse bu projeyi istemiyor. Şimdilik bir kez daha durduruldu. Ancak bu projenin geri dönüşsüz bir biçimde sonlandırılması talebiz” şeklinde özetledi.
Bartın Belediyesi ise hazırladıkları raporu bakanlığa ileterek, termik santral için yapılan ÇED baş vurusunun iptalini talep etti.
Belediye tarafından hazırlanan raporun sonuç bölümünde şu ifadelere yer verildi:
1. Hazırlanan bu ÇED raporu, proje kapsamında yapılacak bütün tesisleri entegre şekilde değerlendiren ve yöredeki kümülatif etkileri ortaya koyan bir rapor değildir.
2. ÇED raporunda yer alan proje ilişkin alınmış olduğu iddia edilen ÇED gerekli değildir ve ÇED olumlu kararları hükümsüzdür.
3. ÇED başvurusundaki TTK ile imzalanan rödevans sözleşmesinin ekinde aynı civarda bir santral kurulması hususunun yer aldığı iddiasının doğru olma olasılığı çok düşüktür.
4. Termik santral için verilmiş geçerli bir orman izni yoktur.
5. Amasra B sahasından çıkarılacak kömür termik santralin ihtiyacını karşılamamaktadır, yapılacak rıhtım ithal kömür getirmek için kullanılacaktır.
6. Bu termik santralin yapılmak istendiği yerin uygun olmadığı Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’nca daha önce üç kez tescil edilmiştir. İdarenin bu kararının tersi yönde karar vermesi artık mümkün değildir.
7. Çevre Düzeni Planlarında termik santrale yer verilmemektedir. Yer seçimi hukuka aykırıdır.
8. Çevre Düzeni Planında yer almayan projeye ÇED olumlu kararı verilemez.
The Independentturkish / Eren Dağıstanlı
6.02.2021