Rize’nin Çamlıhemşin ilçesine bağlı Çinçiva (Şenyuva) Köyü’nde bulunan Çinçiva Rüştiyesi kitle turizmi amacıyla boşaltıldı.
1910 yılında Çinçiva ve civarındaki iki köyün insanları birleşip okul yaptırmak için dernek kurarlar. Yerelde ve gurbette yaşayan köylülerin desteği ile köy arazisinde doğal taşlar kullanılarak okul inşa edilir, eğitime açılır. Rus işgali sırasında eğitime ara verilmek zorunda kalınır, ancak okula zarar gelmez. Savaş sonrası 1920’de Çoruh’a (Şimdiki Artvin) bağlı Çinçiva Rüştiyesi olarak eğitime yeniden başlar.
O zamanın şartlarına göre eğitim düzeyi çok yüksek olan okulda, Fransız bir eğitmen çocuklara eğitim verir. Okulun alt kısmındaki tiyatro salonunda ayda bir tiyatro günleri ve münazaralar düzenlenir. Özellikle münazaralar çok çetin geçmiş olacak ki 70-80 yaşındaki köylüler hala kimin daha iyi olduğunu tartışmaktadırlar.
Bazı kaynaklara göre Nazım Hikmet’in şiirlerinden zihnimize kazınan Laz İsmail’in de bu okulda eğitim gördüğü söylenmektedir.
Ancak zaman içerisinde köy nüfusunun azalmasıyla öğrenci sayısı da düşer. 1970’li yılların “tek tip okul ve sağlık ocağı” modeliyle; yani o zamanın TOKİ kafasıyla okul binası onarılmak yerine yıkılıp, şu anda bulunan tek katlı bina yapılır.
FIRTINA PANSİYON
Aradan yine yıllar geçer, okul kullanılmaz halde kaderine terk edilmiştir. İl Özel İdaresi okulu “Eğitim-öğretime açılana kadar, turizm amaçlı ve köy yararına kullanılmak” üzere köy muhtarlığına tahsis eder. Doğu Karadeniz’e belli başlı yerler hariç turizmin t’sinin bile henüz bilinmediği zamanlarda köy muhtarlığının bunu yapacak ne deneyimi ne de bütçesi bulunmaktadır.
Fırtına Vadisi’nden Selçuk Güney, okulu onarabileceğini düşünüp köy muhtarlığı ve valilikten gerekli izinleri alarak işe koyulur. Akrabalarıyla birlikte komün usulü çalışarak, okulun doğal yapısını bozmadan onarır ve en fazla 15 kişinin kalabileceği şekilde 2000 yılında Fırtına Pansiyon adıyla hizmete açar. Ancak fotoğraflar ve belgelerle okulun tarihini yaşatmaya da devam eder.
2012 yılında devlet ‘kendi yeri’ olduğundan istediğini yapabileceğini zannederek “Ayder Yaylası’ndaki kalabalık ve yoğunluğun Fırtına Vadisi’ne yayılması” projesiyle, yani yoğunluğu başka bir yoğunluk yaratarak engelleyebileceklerini düşünerek pansiyonun yıkılıp 100 yataklı otel yapılmasını ister. Fırtına Pansiyon’un sahibi Selçuk Güney’e kısaca “Ya 100 yataklı otel yaparsın ya da çıkarsın, biz yaptırırız” denir.
Kitle turizmi yerine, daha nitelikli ve köylünün kendisinin kazandığı, yapılabildiği kadar küçük ve birimler halinde olabilecek turizm modelini savunuyor Selçuk Güney. Ayder’deki gibi binlerce insanının girmediği; hava, trafik, otel ve para kirliliğinin olmadığı bir Fırtına Vadisi istiyor ve ekliyor:”Mevcut şekilde eğitim-öğretime açıldığı anda 15 gün içerisinde boşaltırım, ancak vadiyi yok edecek bir proje için buradan çıkmam söz konusu değil!”
Konu mahkemeye taşınır, mahkeme alanın tahliyesini ister. Nihayetinde 26 Kasım 2019 günü Selçuk Güney ve arkadaşları Fırtına Pansiyon’u boşaltmaya başlar.
‘ÇAMLIHEMŞİN’İ TERKETMEYECEĞİZ’
Ne yaparlarsa yapsınlar Çamlıhemşin’i ve köyümüzü terketmeye niyetimiz yok diyor Selçuk Güney.“Biz buradan çıkıyoruz ama burayı da kolay kolay yıkamazlar. Çok teklifler sunduk; çocuk kampları yapılsın, yaşlılar için aktivite alanı olsun dedik ama hiç birini kabul etmediler.“
Çinçiva Rüştiyesi’nin durumu şimdilik belirsiz.
Ancak bir gerçek var. Bazı şeyleri mülkiyet kavramıyla açıklayamazsınız. Çinçiva’nın belleği, kültürü ve tarihi olmuş bir alanla alakalı son lafı gün gelecek yine Fırtına Vadisi halkı söyleyecektir. Tarih de doğa da buna şahit olacaktır.
Duvar/ Eren Dağıstanlı
28.11.2019