Rize’nin Pazar ilçesinde balıkçılıkla geçimini sağlayan Balıkçılar Köyü sakinleri, bazı şirketlerin bölgeye kurmak istediği kafes tipi balık çiftlikleri projesine karşı başlattıkları direnişi sürdürüyor. Rize Deniz Ürünleri Avcılar Üreticiler Birliği Başkanı Mustafa Kuru, “Biz ant içtik, en iyi şekilde balıkçılığı sürdüreceğiz. Ben 11 yaşından beri denizdeyim ve çocuğumun ekmeğini denizden kazanıyorum. Eğer kafes kurulursa, bu kalbimize bıçak saplamak gibi olur. Kurdurmayacağız. Burası bizim ekmek teknemiz. Sonuna kadar mücadele edeceğiz” dedi.

“Kafes balıkçılığına müsaade edersek buradan göç etmek zorunda kalırız”
Frankfurt School of Finance Management Uluslararası Tarım ve Finans Uzmanı, Ziraat Yüksek Mühendisi İbrahim Oğuz, Balıkçılar Köyü’ndeki etkinlikte kafes tipi balık çiftliklerinin bölgeye ciddi zararlar vereceğini vurguladı. Oğuz, projenin yılda 12 bin ton balık üretmeyi hedeflediğini, bunun günde bin 350 TIR balık yemi taşınması anlamına geldiğini ve 15 bin 800 ton yem gerektirdiğini belirtti.
Oğuz, projenin köydeki balıkçı ailelerin ekonomik ve kültürel yaşamını hiçe saydığını, 11 voli ağı, 63 uzatma ağı ve 130 bağı olan köyün mevcut balıkçılık altyapısının toplam değerinin 239 milyon dolar olduğunu kaydetti. Ayrıca, 12 bin ton balığın sadece 2 km mesafede yetiştirilmesinin yılda 3,5 milyon ton dışkı üreteceğini belirterek, “Buna müsaade edemeyiz. Edersek buradan göç etmek zorunda kalırız” dedi.

“Bu projeye izin vermeyeceğiz”
CHP Rize Milletvekili Tahsin Ocaklı, iki kişinin halkı tehdit etmesine asla izin vermeyeceklerini vurgulayarak, şöyle konuştu:
“Gerçekten inanılmaz bir faşist baskıyla karşı karşıyayız. Bu şirket sahipleri halkın kılına dokunamaz. Hepinizin canına okurum. Öyle iki tane çapulcuyu yanına alıp halkı tehdit etmeye boyun eğmeyiz. Karadeniz’deki bütün limanlara sesleniyorum. Eğer bu şirketler kafes ürünlerini dökmeye kalkarlarsa bize haber verin. Parlamentoda gönüllü milletvekilleri var. Biz anında geliriz. Sakın ola ki bu şirketlerin ürünlerinin limanlara indirilmesine müsaade etmeyin, etmeyeceğiz. Evinin bahçesine bir domuz gelse, senin meyveni sebzeni yemeye kalksa ne yaparsın? Domuzu kovarız. Gebertme yok, kovarız. Bunlar şimdi denizin tarlalarına geldiler. Bu tarlalar Pazar halkınındır. Bu tarlalarda pazarlılardan başka kimse ekmek yiyemez. O kadar. O yüzden kafes balıkçılığı üreticileri bunları bilsin. Bu projeye izin vermeyeceğiz.”
“Bu projenin karşısındayız ve tüm hukuki süreçler tamamlanana kadar halkımızı savunacağız”
Pazar Su Ürünleri Kooperatifi Başkanı İsmail Hakkı Kambay, Rize’nin Pazar ilçesinde planlanan kafes tipi balık çiftliği projesinin bölge halkı ve balıkçılar tarafından büyük endişe ile karşılandığını belirtti. Kambay, yaklaşık 12 köy, 4 kooperatif ve 200 tekne sahibinin projenin hem Karadeniz’in ekosistemine hem de bölge ekonomisine ciddi zararlar vereceğini düşündüğünü söyledi.
Kambay, yanlış yerlerde kurulan kafeslerin küçük ölçekli balıkçılığı bitireceğini, yerel balıkçıların geçimini tehdit edeceğini ve gırgır avcılığı ile avlak sahalarını daraltacağını ifade etti. Kambay, “Denizler bizim tarlalarımızdır, bunlardan uzak dursunlar. Gelecek nesillere olan sorumluluğumuz için bu projenin karşısındayız ve tüm hukuki süreçler tamamlanana kadar halkımızı savunacağız” dedi.
“Burası bizim ekmeğimiz, toprağımız, taşımız, rızkımız”
Balıkçı Hacer Yüzseven, Zelek Balıkçı Köyü’nden gelerek yaptığı açıklamada, köy halkının deniz ve balıkçılık üzerinden geçimini sağladığını vurguladı. Yüzseven, “Burası bizim ekmeğimiz, toprağımız, taşımız, rızkımız. Çocuklarımızın nafakası. Balıkçılık çok zor bir iş; hem erkeklerimiz hem kadınlarımız çalışıyor. Köyümüz üç ay çay, 12 ay balıkçılıkla geçiniyor. Dedelerimizden miras aldığımız bu toprakları ve denizi çocuklarımıza bırakmak istiyoruz” dedi. Yüzseven, kafes tipi balık çiftliklerinin denizi kirleteceğini ve işgal edeceğini belirterek, “Bir karış toprağımızı, bir damla denizimizi kimseye peşkeş çekmek istemiyoruz” ifadelerini kullandı.
Rize Deniz Ürünleri Avcılar Üreticiler Birliği Başkanı Mustafa Kuru, “Biz ant içtik, en iyi şekilde balıkçılığı sürdüreceğiz. Ben 11 yaşından beri denizdeyim ve çocuğumun ekmeğini denizden kazanıyorum. Eğer kafes kurulursa, bu kalbimize bıçak saplamak gibi olur. Kurdurmayacağız. Burası bizim ekmek teknemiz. Sonuna kadar mücadele edeceğiz” dedi.
Haber: ANKA – Gencağa Karafazlı
6 Eylül 2025
