Rize İkizdere’de yer alan Şimşirli, Cevizli ve Gürdere köyleri arasında yer alan İşkencedere Vadisi’ne taş ocağı yapılmasının önü açıldı. Bölgede büyük tahribat yaratacak inşaat için Bakanlığın ruhsat vermesi büyük tepki çekiyor.
Dünya Doğayı Koruma Vakfı (WWF) tarafından biyolojik çeşitlilik açısından 200 ekolojik alanlardan biri olarak belirlenen Doğu Karadeniz bölgesi, yeni bir doğa faciası ile karşı karşıya kaldı.
Rize’nin İkizdere ilçesinde yer alan İkizdere Vadisi, 13 Ağustos 2020 tarihinde Bakanlar Kurulu’nun aldığı kararla “Doğal Sit-Nitelikli Doğal Koruma Alanı” ve “Doğal Sit-Sürdürülebilir Koruma ve Kontrollü Kullanım Alanı” olarak tescil edildi. Bu karar sonrasında Kültür ve Turizm Bakanlığı da bölgede yeni turizm projeleri ortaya koydu.
Tüm bunlara rağmen Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı, İkizdere’de yer alan Şimşirli, Cevizli ve Gürdere köyleri arasında yer alan İşkencidere Vadisi’ne yeni ruhsatlar verdi. Bakanlığın bu kararı sonrasında doğa güzelliği ile koruma kararları alınan vadiye taş ocağı yapılma kararı alındı.
İşkencedere Vadisi’ne yapılmak istenen taş ocağına karşı bölge halkı harekete geçti ve 2019 yılında mahkemeye başvurdu. İlgili Rize İdare Mahkemesi, İşkencedere Vadisi’ne yapılmak istenen taş ocağı ve kırma eleme tesisi kurulması kararının yürütmesini durdurdu.
Fakat bölge için Ulaştırma ve Alt Yapı Bakanlığı tarafından yeni bir taş ocağı ruhsatı verildi.
129 MİLYON TON TAŞ ÇIKARIP BÖLGEYİ YOK EDECEKLER
Odatv’nin haberine göre, İkizdere Dernekler Federasyonu Çevre Komisyonu Başkanı Osman Baş, bölgenin SİT alanı olduğunu ve Bakanlar Kurulu ile dünyadaki kuruluşların da bunu tanıdığını belirterek, “Bölgeye bu özelliği kazandıran ise binlerce bitki türü ve yaban hayatına ev sahipliği yapan Fırtına, Senöz, Hemşin, Çağlayan, Arılı ve İkizdere gibi vadilerimizdir” dedi.
Ulaştırma Bakanlığı’nın verdiği yeni taş ocağı ruhsatının eskiye göre çok daha tehlikeli olduğuna dikkat çeken Osman Baş, “Bir önceki projede yıllık 100 bin ton taş çıkarılacaktı. Proje dosyasında belirtilen, yeni ruhsatta yıllık 15 milyon 724 bin 800 ton taş çıkarılması hedefleniyor. Bakanlık bununla da kalmamış vadinin devamında bulunan Şimşirli köyüne de aynı tonajlı taş ocağı ruhsatını almış. İki tesiste toplam yılda 31 milyon 509 bin 600 ton taş çıkartılması ile bölge tamamen yok edilecek. Görünür rezerv olarak belirttikleri vadilerden, hedef olarak belirlenen proje sahalarında 4 yıl içinde 129 milyon 24 bin ton taş çıkarılacaktır” dedi.
BÖLGE HALKINA SORMADAN, SU KAYNAKLARINI DA YOK EDECEKLER
İkizdere Dernekler Federasyonu Çevre Komisyonu Başkanı Osman Baş, yapılan bu ruhsatlandırma için bölge halkından görüş alınmadığını da ifade ederek bir başka tehlikeye de dikkat çekti.
“Doğal yaşamı ve ekolojik dengeyi alt üst edecek bu girişimler bölgedeki köylülere danışılmadan yapılmakta. Her ne kadar Karadeniz su kaynakları açısından zengin gözükse de, yapılması planlanan taş ocaklarında yapılacak patlatmalar neticesinde yerüstü ve yeraltı su kaynakları yok edilecek” diyerek tehlikeye dikkat çeken Osman Baş, “Yine bölgede akan dereler, inşaat sahası alanlarında bulunduğu için taş ocağının yaratacağı çevre kirliğinde bozulacak kullanılamaz hale gelecek” diye konuştu.
“DELİ BAL”IN VATANINI YOK EDECEKLER
Taş ocağının bölgenin ekolojik dengesini mahvedeceğine dikkat çeken Osman Baş, köylülerin geçim kaynaklarına da zarar vereceğini ifade etti. İşkencedere Vadisi’ndeki bitki türü çeşitliliğine vurgu yapan Baş, şöyle devam etti:
“‘Deli Bal’ olarak bilinen ve vadinin önemli geçim kaynaklarından olan ürün, vadide doğal yöntemlerle yöre köylüleri tarafından üretilmekte ve temel geçim kaynaklarından birini oluşturuyor. Taş ocağının vadiye vereceği en büyük zararlardan bir tanesi de köylülerin en önemli geçim kaynağı olan Çay bahçeleridir. Organik çay üretimi, özellikle son yıllarda hayvancılığın bitmesiyle köylülerin önemli geçim kaynaklarından biri olmuştur. Taş ocağının yaratacağı tahribatla halk bu yaşam kaynaklarını kaybedecek.”
Cumhuriyet / 27.11.2020