Türkiye sınırları içinde 410 kilometrelik uzunluğa sahip Kuzeydoğu Anadolu´nun en büyük nehirlerinden, Çoruh Nehri üzerinde 143 baraj ve HES planlanıyor.
Türkiye sınırları içinde 410 kilometrelik uzunluğa sahip Kuzeydoğu Anadolu´nun en büyük nehirlerinden, Çoruh Nehri üzerinde 143 baraj ve HES planlanıyor.
Artvin’de, Çoruh Nehri üzerinde yapımı süren Yusufeli Barajı’nın gövdesinin tamamlanmasına 4 metre kaldı. Baraj tamamlandığında, 275 metre gövde yüksekliğiyle Türkiye’nin en yüksek, dünyanın ise ‘çift eğrilikli ince kemer baraj tipi’ kategorisinde 3üncü en yüksek barajı olacak.
100 KATLI GÖKDELEN GİBİ, DÜNYANIN BETONU DÖKÜLÜYOR
Baraj inşaatında, 440 metre temel kotundan başlanarak, 710 metre kotuna yükselecek olan 275 metrelik gövde inşa edilecek. Gövde yüksekliği 100 katlı gökdelene eş değer olacak Yusufeli Barajı’nda, Artvin’den Edirne’ye 13 metre platform genişliğinde beton yol veya 120 metrekarelik 60 bin konutun inşa edilebileceği 4 milyon metreküp beton kullanılacak. Günde 6 bin 500 metreküp beton dökümünün 3 hava hattı ile taşımalı olarak sürdüğü baraj projesinde gelecek yılın yarısından itibaren su tutulmaya başlanacak ve elektrik üretimine geçilecek.
Türkiye sınırları içinde 410 kilometrelik uzunluğa sahip Kuzeydoğu Anadolu´nun en büyük nehirlerinden, Çoruh Nehri’nin Türkiye sınırları içerisindeki memba kısmındaki Laleli Barajı ile mansap kısmındaki TBMM 85’inci Yıl Muratlı Barajı arasında ana kolda 10, yan kollarda ise 7 baraj planlandı. Bu projelerden ana kolda 4 baraj projesi işletmeye alındı. Ana kolda 1 barajın inşaatı sürerken, 3 barajda da planlama aşamasına gelindi. Yan kollarda ise 1 barajın inşaat halinde, 5 barajın ise planlama aşamasında olduğu öğrenildi. Çoruh Havzası’nda yan kollar ile birlikte 43 baraj ve HES projesi inşa edilecek 143 baraj ve HES projesi ile yılda 14 bin 552 gigavat elektrik üretimine ulaşılacak.
“ÜLKEYE İHANET”
Başta Yusufeli halkı olmak üzeri bölgede yaşayan insanlar, çevreyi yok ettiği için bu baraj ve HES’lerin yapılmasına karşı yıllardır mücadele ediyor Yusufeli’ni Yaşatma ve Kültür Varlıklarını Koruma Derneği Başkanı Recep Akyürek, barajın yapılmasının Yusufeli’ye, ülkeye, ulusal değerlere ihanet olduğunu savunuyor. Akyürek, “Yusufeli Barajı Türkiye’yi zarara uğratacak, ekonomisini çıkmaza sokacak, ciddi kayıplara sebep olacak. Göreceksiniz tüm bu sözleri 10 yıl sonra herkes söyleyecek” dedi.
EMO: MEVCUT KAPASİTENİN YARIYA YAKINI KULLANILMIYOR
TMMOB Elektrik Mühendisleri Odası Yönetim Kurulu Üyesi Mehmet Özdağ, Türkiye’nin bugün kurulu gücünün 95 bin megavat olduğunu, bunun en fazla ve bütün savurganlıklara rağmen, enerji yoğun sektörlere rağmen 50 bin megavatının bile kullanılmadığını kaydetti. Özdağ şöyle konuştu:
Artvin elektrik tüketimi bakımından Türkiye’nin binde 18’ini tüketiyor, dolayısıyla mesele sadece elektriği üretmek değil. Türkiye’nin en kuzey-doğusunda üretilen elektriği en batıya, 1200 – 1500 km taşıma sorunu… Bu da iletimde devasa yatırımlara ve kayıplara sebep oluyor. Dolayısıyla 50-60 yıl öncesinin planlanan projeleri bugün çok iyi, çok doğru anlamına gelmiyor.
Artık elektrik üretiminin, tüketimin olduğu noktada olması merkezi santral projeleri yerine dağıtık sistemlerle ve akıllı şebekelerle olması tercih ediliyor. Kısaca daha ucuz, daha verimli, daha çevre dostu teknoloji ve yöntemler tercih ediliyor.
Artvinde halihazırda 42 baraj var, 2166 MW kurulu güç var. Türkiye’nin bugün kurulu gücü 95 bin megavat, bunun en fazla ve bütün savurganlıklara rağmen, enerji yoğun sektörlere rağmen 50 bin megavatı bile kullanılmıyor.
Atıl kapasitemiz kurulu güç envanterimize göre 45 bin megavat, hadi bunun 20 bin megavatını kapasite kullanım oranı, arıza, yakıt maliyeti vs şeklinde düşünerek göz ardı edelim… Nereden baksanız 25 bin megavat emre amade… Her an elektrik üretmeye müsait üretim tesisimiz var ve atıl. Her 1 megavat üretim santralının bu ülkeye maliyeti kullanılan teknolojiye bağlı olarak 1 milyar doları buluyor.
Üstelik Akkuyu Nükleer santral inşaatı hızla devam ediyor. Enerji verimliliği haftasında Türkiye’yi yönetenlerin ülkemizi daha fazla elektrik santral çöplüğüne çevirmeye doğamızı, doğal varlıklarımızı yok etmeye hakları yok.
Artık elektrik üretmeye odaklanmaktan daha ziyade, nasıl tükettiğimizle, nasıl tüketmemiz gerektiğiyle ilgilenmemiz gerekmiyor mu?
Sözcü/ 11.01.2021