İlimi bilimin yerine kullanmaya kalkarsanız sel sadece Ordu’yu basmaz, Rize’yi de basar. Üstelik bu daha başlangıç, önümüzdeki günlerde daha büyük sel olacak Rize’de.
İlim evrendeki olayları sezgi yoluyla anlamlandırmak ister, bilim tanımlı bulgularla.
Geçtiğimiz günlerde Ordu ilinde meydana gelen sel sonrası konuşan yetkililer olayın Allah’tan gelen tabi afet olduğunu, kısa sürede çok yağan yağmurun sele dönüştüğünü söylediler.
Oysa bu tabi afet değil, göz göre gelen tabiatın tepkisi. Mevcut iktidar, olayları ilim gözüyle yorumluyor, bilim insanları ise bilimsel bulgularla.
Bilim insanları, çevreciler Karadeniz sahil yolu ve Ordu Giresun Havalimanı yapılmak istendiğinde bilimsel bulgularla uyarmışlardı; “sahile otoyol yapmayın, denize dolgu ile havalimanı yaparken tabiatın dengesini bozmayın, taş ocaklarıyla dağları delik deşik etmeyin, seller olur” demişlerdi.
O günlerde ilmi davrandıklarını söyleyerek bilim insanlarıyla dalga geçenler kendilerince aşağılayanlar bu gün sele teslim olmuş vaziyette “takdiri ilahi” demekte.
Bahçelerindeki bir çakıl taşı için kavga çıkaranlar yer tabiatın bahçesi oldu mu gerçek sahibini düşünmeden ağacı taşı söküp almayı hak görmekteler. Oysa tabiatın bilimsel yasalarına göre doğada boşluk yoktur. Siz söküp alırsanız, tabiatta sizden alır.
Karadeniz otoyolu için alınan taşların miktarını bilmiyorum ama Ordu-Giresun Havalimanı deniz dolgusu için alınan taş miktarı 30 milyon ton. Taş ocakları için kesilen ağaç sayısı ise belirsiz. Açılan taş ocağı sonra ne yapıldı dersiniz? Tabi ki henüz ağaçlandırılmadı, katı atık çöp toplama tesisi yapılacaktı olamadı, şu günlerde inşaat molozları dökülüyor. İnşaat molozlarının üstüne ağaç dikilir mi, dikilirse yaşar mı, tekrar eski yapısına ulaşır mı, onu orman mühendisleri bilir.
Bu günlerde Rize-Artvin havalimanı inşaatı devam ediyor. Burada da deniz dolgusu oluyor ve elbette iktidarca burası da ilmi yapılıyor. Bu havalimanı için doğadan çalınıp denize dökülecek taş miktarı ise Ordu-Giresun havalimanının tam üç katı.
Bilim insanları, çevreciler, Karadeniz İsyandadır Platformu uyarıp duruyor “yapmayın, bölgede sel ve heyelanları arttıracaksınız” diye, ama dinleyen kim?
Siz bilime sırtınızı dönüp âlim olduğunuzu ilmi davrandığınızı düşünebilirsiniz. Ne yazık ki tabiat sizinle aynı fikirde değil. O kendi yasalarını bilimsel kanıtlarını devreye sokuyor. Kafanıza kafanıza vuruyor, sel olup yağıyor, heyelan olup kayıyor.
Önümüzdeki günlerde Rize ve çevresinde daha büyük sel baskınlarının, heyelanların olması kaçınılmaz.
Sadece tabiatın değil ekonominin de bilimsel kuralları var. Ekonomi’de de bilimi bırakıp sezgilerinizle âlimlik yapmaya kalkarsanız doları da sel alır, sel…
Siz de ancak sel baskını sonrası “yaratanın takdiri”, dolar baskını sonrası “dış güçler” dersiniz…
M. Şevket Atalay
15.08.2018/pencerehaber