Geçtiğim 7 Ocak 2017 tarihinde meydana gelen Sürmene Çamburnu orman yangını ile ilgili tartışma sürüyor. Kamuoyuna yanan alanlara ağaç dikilmediği ve bungalov evler yapıldığına dair bilgiler yansıdı. Ancak yanan alanla evlerin yapıldığı yer aynı değil. Bölgede uzmanlar tarafından yapılan bilimsel çalışmada olayın örtü yangını biçiminde geliştiği, ağaçların fazla zarar görmediği, ağaçların yeniden yeşillenerek kısa sürede orman özelliğini devam ettireceği vurgulandı.
Çamburnu, sarıçam türünün deniz seviyesine inmiş olduğu dünyadaki iki noktadan biri olarak kabul ediliyor. Diğer bölge ise İtalya’da bulunuyor. Parkın içinde bulunduğu ormanlık alan toplamda 222 hektar
Yaklaşık 40 yıldaki 8 yangında toplam 166,2 hektar alan zarar gördü. Bölgede 1999 yılında çıkan en büyük yangında 222 hektar ormanlık alanın yarısından fazlası zarar gördü.
Son tartışmalarla birlikte bir kez daha kamuoyuna yansıyan bu evlerin tabiat parkı içindeki yapılaşmaya izin verilmesini tekrar gündeme getirdi.
Çamburnu Tabiat Parkı, uzun yıllardır bir dinlence yeri olarak kullanılıyor. Buradaki sosyal amaçlı yapılar eskidiği için bir yenileme projesi yapılıyor. “Nature Park” olarak adlandırılan proje yaklaşık 2 yıl önce başlatıldı. 2015 yılında Milli Parklar Genel Müdürlüğü ve Orman ve Su İşleri Bakanlığı tarafından dinlenme alanının genişletilmesi için projeye onay verildi. Bölgenin işletmeciliğini 2008’de alan Hancıoğlu firması projeyi üstlendi ve 29 yıllık işletme hakkına sahip
Ancak burada tanınan yasal sınırlar aşıldığı iddia ediliyor. Koruyarak bir sınırlı sosyal yapılaşma yerine milli parkı ve özelliklerini tehdit eden bir turistik işletmenin yapıldığı görülüyor. Yani, dinlence amaçlı bir milli parktan çok, turistik bir tesise dönüştürüldü. Projeye bakıldığında 40 metrekarelik 15 kır evi, 3 yöresel satış mağazası, 29 kamelya, restoran, mescit, tuvaletler, seyir balkonları ve daha irili ufaklı bazı yapılar var. Bu yapılara giden yollar da ayrı bir yapılaşma olarak karşımıza çıkıyor.
Mevcut yasalar Orman ve Su İşleri Bakanlığının izni ile Milli parklar içerisinde sosyal tesis yaptırma ve işletme izni verilebiliyor. Milli parkı koruma anlayışından ziyade ticarileştirme ön plana çıkıyor.
10.8.2017
