Pazar Haçapit Köylüleri Taş Ocağına Karşı

Rize’nin Pazar İlçesi Haçapit köylüleri bölgelerinde yapılmak istenen taş ocağına karşı bugün bir basın açıklaması yaptı.

Pazar meydanında yapılan basın açıklamasına “Cennet vadimi cehenneme çevirme”, “Suyu ile toprağı ile bir bütündür Haçapit vadisi” yazılı dövizler taşıyan çok sayıda köylü katıldı.  Köylerinin içinde yapılması planlanan proje için söz sahibi olduklarını belirten köylüler,  “Özel bir şirketin para kazanma amacıyla işleteceği bu taş ocağının, toprağımıza, suyumuza, bitki örtümüze zarar vereceği son derece açıktır. Herhangi bir kamu yararı bulunmayan bu projede kar uğruna yaşam alanlarımız tahrip edilmek istenmektedir. Çevreye yaratacağı etkiler göz önündeyken, yetkililer tarafından taş ocağı projesi için “Çevresel Etki Değerlendirme” gerekmemektedir denilmiştir. Bu yolla bölgede yaşayan bizlerin, hem proje hakkında bilgi sahibi olmamız hem de projeye dair söz söylememiz engellenmiştir” dedi.

Gerekli hukuki mücadelenin başlatıldığını duyuran köylüler ” Davalarımızı açtık, bu taş ocaklarının kurulmasına karşı da sonuna kadar mücadeleye devam edeceğiz” dedi.

Basın Açıklamasının tam metni:

TAŞ OCAKLARI İSTEMİYORUZ, DOĞAMIZA, TOPRAĞIMIZA, SUYUMUZA SAHİP ÇIKIYORUZ!

 Değerli Basın Mensupları;

Bugün, köy sahalarımızın içinde yaklaşık 100 hektarlık alana yapılmak istenen “Patlatmalı Bazalt Taş Ocağı ve Kırma Eleme Tesisi”  ne karşı buradayız. Bu taş ocağı yılda 300 gün, ayda 25 gün dur duraksız çalışacak ve doğamızı, suyumuzu, toprağımızı kısacası tüm yaşam alanlarımızı yok edecektir.

Bizler taş ocaklarının olumsuz etkilerini çevre illerden, özellikle Arhavi’den görüyoruz ve biliyoruz. Taş ocakları için yapılan patlatmaların açığa çıkardığı toz, oluşturduğu hava kirliliği -gürültü kirliliği, tıraşlamayla bitki örtüsünün tahribatı, yeraltı su tabakasında bozulmalar, heyelan riskinin tetiklenmesi gibi birçok olumsuz etkisi bulunan bu taş ocaklarını köy sahalarımızın, yaşam alanlarımızın içerisinde istemiyoruz.

Bu taş ocağı yapılırsa patlatmalar ve taşıma sırasında oluşacak tozdan bitki örtüsü ve sağlığımız zarar görecek, su yollarımızın değişmesiyle bölgemizdeki doğal denge de bozulacak, içme suyu kaynaklarımız yok olacak, bitki örtüsünün tıraşlanmasıyla birlikte heyelan riski artacak ve daha birçok geri dönüşü mümkün olmayan tahribat oluşacak.

Özel bir şirketin para kazanma amacıyla işleteceği bu taş ocağının, toprağımıza, suyumuza, bitki örtümüze zarar vereceği son derece açıktır. Herhangi bir kamu yararı bulunmayan bu projede kar uğruna yaşam alanlarımız tahrip edilmek istenmektedir. Çevreye yaratacağı etkiler göz önündeyken, yetkililer tarafından taş ocağı projesi için “Çevresel Etki Değerlendirme” gerekmemektedir denilmiştir. Bu yolla bölgede yaşayan bizlerin, hem proje hakkında bilgi sahibi olmamız hem de projeye dair söz söylememiz engellenmiştir.

Bizlerin endişesi ve huzursuzluğu varken ve yıllar boyu taş ocaklarının olumsuz etkisinin devam edeceği aşikarken, yaşam hakkımız, temiz bir doğa, huzurlu bir ortamda yaşama hakkımızın bir şirketin rantı için feda edilmemesi gerektiğini düşünüyoruz.

Bizler köylerimiz içerisinde yapılacak her herhangi bir proje için söz sahibi olduğumuzun farkındayız. Bu yüzden yaşam alanlarımızın yok olmaması için hukuki mücadelemizi başlatmış bulunuyoruz. Davalarımızı açtık, bu taş ocaklarının kurulmasına karşı da sonuna kadar mücadeleye devam edeceğiz.

Kamuoyuna saygıyla duyururuz.

Diğer Yazılar