Fındıklı’da 23 yıldır kapalı olan okul imeceyle açıldı

Taşımalı eğitim nedeniyle köy okullarının kapısına kilit vuruldu. Yıllardır kapalı okullar yıkılmaya yüz tutarken Rize’nin Fındıklı ilçesinde Gürsu köylüleri mimarlar ve akademisyenlerin işbirliğiyle 23 yıldır kapalı olan okulu ayağa kaldırdı.

23 yıldır kapalı olan bir köy okulu dayanışma ve imece usulüyle 1 yılda “taş mektep” adıyla yaşama döndürüldü. Mimarların öncülüğünde, öğretim üyeleri, öğrenciler ve köy halkı ile onarılan okulda yazın çocuklara yine gönüllülerin desteğiyle çeşitli kurslar düzenlenecek.

Taşımalı eğitimle birlikte köy okullarının kapatılmasının olumsuz sonuçlarının tartışılmaya başlandığı bir dönemde hayata geçen yaşama dönüş hikayesinin adresi doğası ile göz dolduran Rize. Her şey Fındıklı ilçesine bağlı Gürsu köyündeki 2 sınıflı, tek katlı küçük ilkokuldan mezun olan Makina Mühendisi Ercüment Çervatoğlu’nun, 23 yıldır kapalı olan köy okulunun önünden geçerken yanındaki mimar arkadaşına, “Burası benim okuduğum okul. En çok istediğim şeylerden biri burayı ayağa kaldırmak” demesiyle başladı. Konu kısa sürede Mimarlar Odası Ankara Şubesi’nde masaya yatırıldı. Mimarlar “Ne yapabiliriz?” diye tartışırken Gürsu İlkokulu’nun mimarlık öğrencileri için her yıl düzenlenen yaz kampının adresi olmasına karar verildi.

10 ÜNİVERSİTEDEN 45 MİMARLIK ÖĞRENCİSİ

ODTÜ, Yıldız Teknik Üniversitesi, Bartın Üniversitesi’nin aralarında bulunduğu 10 üniversiteden 45 mimarlık öğrencisi Rize Fındıklı’daki Gürsu Köyü’ne götürüldü. Çalışmaya Mimarlar Odası Ankara Şubesi’nin yanı sıra Gaziantep, Eskişehir ve Trabzon şubelerinden mimarlar dahil oldu. 10 akademisyen de bu çalışmaya destek verdi.

10 gün Rize Fındıklı’ya bağlı Gürsu köyünde kalan çalışma ekibi bir dizi inceleme ve tartışmanın ardından okul ve alanın düzenlemesi tasarımlarını oluşturdu. Ortaya içerisinde sınıfların, köy odasının ve dışarıda spor ve müzik etkinliklerinin yapılabileceği “Gürsu Taş Mektep Kırsal Planlama Projesi” çıktı.

Köy halkının evlerinde misafir ettiği, ekmeğini paylaştığı proje yürütücüleri görevini yapmıştı. Sırada kağıt üzerindeki bu projeyi hayata geçirmek için kaynak bulmak vardı. Bunun arayışı da uzun sürmedi. Yine imece usulü, dayanışma devreye girdi. Mimar ve mühendisler, çalıştıkları inşaat şirketlerinden çeşitli malzemeler sağladı. Çaycuma Belediyesi kapı ve pencereleri gönderdi.

KÖYÜN GENÇLERİ TÜM İŞÇİLİĞİ ÜSTLENDİ

Köy okulunun hayata dönüş hikayesinde en kolayı ise onarım süreci oldu. Çünkü köyün gençleri “siz bu imkanları sağladınız, bunları yapmak için emek gücü de bizden” diyerek tüm işçiliği üstlendi.

Yaklaşık 1 yılda çatısı yenilenen, duvarları onarılan, çevresi düzenlenmeye başlanan küçük köy okulu 2018 yazında faaliyete geçecek. İki sınıflı okulda yazın köyü dolduran ailelerin çocukları, hatta taşımalı eğitim ile çevre köylerin çocukları getirilerek onlara yabancı dil, müzik, tiyatro dersleri verilecek. Önünde çocuklar için spor yapabilecekleri alanlar da oluşturulacak olan okulun düğün, taziye gibi köyün ortak sevinçleri ve acıları için de herkesin kullanacağı bir mekan olması planlanıyor.

2018 yazında eğitimin başlayacağı köy okulunun açılış töreni bu hafta sonu yapıldı. Bizim de davet edildiğimiz törende projeye emek vermiş herkes vardı. Mimarlar, öğretim üyeleri Gürsu köyü sakinlerinin kurduğu “halk sofrası” ile karşılandı. Tepsilerce Laz böreği ile çok sayıda geleneksel yemek ikram edilen misafirlerin konaklama için de otele gitmesine izin verilmedi herkes köy evlerinde ağırlandı.

‘BU BİR YOL HİKAYESİ VE HENÜZ BİTMEDİ’

Açılış töreni 2. gün okulun bahçesindeydi. Sadece Göksu köyü sakinleri değil çevre köylerden de gelenler vardı. İlk sözü hayali gerçeğe dönüşen Ercüment Çervatoğlu aldı. Okulun inşaat ve onarımında çalışan köyün gençlerine teşekkür ederek sözlerine başlayan Çervatoğlu, “Bu bir yol hikayesi ve henüz bitmedi, yeni başlıyor. Bu okuldan çok insan yetişti. Bizi bu noktaya getiren okulun yarın da yetiştireceği insanların aydınlık günlere katkısı olacak. Öğretmenlerimizin bizlere öğrettiklerini yaşatmaya çalışacağız” dedi.

Köyde dolaşırken “Rize’nin neresindesin?” diye soranlara “Taş mektepliyim” yanıtı verdiğini belirterek söze başlayan Mimarlar Odası Ankara Şube Başkanı Tezcan Karakuş Candan ise, bu kurulan bağ ile Rize’nin de bir parçası olduklarını anlattı. Tezcan, “Birlikte taş üstüne taş koyuyoruz. Bu okul aydınlık Türkiye’nin yapı taşlarından biri olacak. Bu okul ülkeye yeniden demokrasiyi getirme okulu olacak. Birlikte aydınlığa koşacağız” dedi.

Okulda 25 yıla yakın öğretmenlik yapmış olan Turan Hindistan ise okulun ayağa kalkmasından en mutlu olanlar arasındaydı. Hindistan, “Yetiştirdiğimiz çocuklar gurur verdi bize. Çocuklara çocuğumuz gibi okula evimiz gibi bakmıştık. Şimdi bu bayrağı gençler devraldı. “Öğrencilerim değil okul arkadaşlarım” diyorum, emek veren herkese teşekkür ediyorum” dedi.

OKULUN YAŞAMA DÖNÜŞ BELGESELİ

Açılış konuşmalarının ardından okulun yaşama dönüş hikayesini anlatan bir belgesel gösterimi yapıldı. Kenan Beysülen’in yaptığı sözlü tarih çalışması niteliğindeki belgesel büyük ilgi gördü. Ardından her açılışın olmazsa olmazı müzik dinletisine geçildi.

İlk sahne alan isim yerel bir sanatçı olan Mustafa Eyüpoğlu’ydu. İlk kez köyünde sahneye çıktığını anlatan Gürsulu sanatçı dinletiyi deyiş söyleyerek tamamladı. Bu sırada bazı katılımcılar da semah döndü. Tabii bir köyde yüzlerce kişiyi buluşturan programın asıl bekleneni ise horondu. Tulum eşliğinde söylenen şarkılarla köyün bugüne kadar ki en geniş horonu kuruldu.

Gürsu İlkokulu’nda eğitim 2018 yazında başlayacak. Türkiye’nin farklı illerinden gönüllülerin emeğiyle hayat bulan okulun yaz okulunda ders vermek isteyen gönüllü öğretmenlere de kapısı açık.

Yıllardır kapalı olan Gürsu İlkokulu’nu imece usulüyle ayağa kaldıranlar tüm Türkiye için de örnek bir deneyimi hayata geçirmiş oldular. Söylemekten, şikayet etmekten çok bir şey yapmanın anlam taşıdığı günlerde alkışlanması gereken bir hikaye yazdılar.

gazeteduvar.com.tr /Nergis Demirkaya
11 Eylül 2017

Diğer Yazılar