Erbaa’nın üstü ‘altın’dan değerlidir

Kelkit Havzası ile Boğalı Yaylaları’nda siyanürlü-sülfürik asitli altın ve bakır çıkarma çalışmalarına başlanması üzerine bir araya gelen bölge halkı Yeşil Erbaa Çevre Platformu’nu kurdu. Açıklamada Fatsa’da yapılan madenin yarattığı tahribat vurgulanırken destek çağrısında bulunuldu.

Tokat Erbaa ve Kozlu-Çerkesfındıcak köylerinde, siyanürlü altın arama için Verusa Holding AŞ tarafından geçtiğimiz haziran ayında eski Gümüşlük Mevkii Bakır Madeni’nde ön etütler yapıldı ve örneklerde tonda 3,95-12,54 gram aralığında altın madeni tespit edildi. Şirket kısa süre sonra sondaj çalışmalarına başladığını Kamuyu Aydınlatma Platformu’na (KAP) bildirdi. Siyanürlü-sülfürik asitli altın ve bakır çıkarma çalışmalarının ekolojik sisteme büyük bir tehdit oluşturduğuna dikkat çeken Erbaa ve Çerkesfındıcaklılar, Yeşil Erbaa Çevre Platformu’nu kurarak, madenin faaliyete geçmemesi için imza kampanyası başlattı.

‘TOKAT VE AMASYA’YI BESLİYOR’

4 Kasım günü kurulan Yeşil Erbaa Çevre Platformu, ilk olarak “Erbaa Kelkit Havzası ve Boğalı Yaylaları’nda siyanürlü altın ve sülfürik asitli bakır madenine hayır” diyerek bir toplantı düzenledi. Belediye başkanlarının, sivil toplum örgütleri ile siyasi parti temsilcilerinin, muhtarların ve yöre halkının katıldığı toplantının ardından platform ilk açıklamasını yaptı. Kelkit Havzası ve Boğalı Yaylaları’nın binlerce yıldır insanlığa bereket sunan eşsiz topraklar olduğunun vurgulandığı açıklamada, bölgeye dair şu bilgiler verildi: “Boğalı ve civarındaki yaylaların yükseklikleri 1500-2000 metre arasında değişir. Bu yükseklikte biriken yağmur ve kar suları Tokat ile Amasya illeri arasındaki yer altı ve yerüstü sularını besler. Civardaki köyler ve beldeler içme sularını bu yaylalardan alır. Kelkit ve Yeşilırmak bu yaylalardan gelen sularla beslenir. Yaz aylarında, mayıs ayından itibaren, yüzlerce yaylacı binlerce küçükbaş ve büyükbaş hayvanı ile Boğalı yaylalarına çıkar. Bu asırlarca devam eden bir gelenektir. Yaylalarımızda endemik bir ırk olarak Karayaka koyunu, bağlarımızda narince üzümü ve asma yaprağı yetiştirilir”

‘FATSA GİBİ OLMAK İSTEMİYORUZ’

Son bir yıl içerisinde Tokat ve Amasya illerinin coğrafyası üzerinde 10’a yakın maden ruhsatı alınırken, yöre halkı beş yıl önce Fatsa ormanlarında açılan siyanürlü altın madeninin bölgeye etkilerine dikkat çekiyor. Suların içilmez hale geldiğini, meyve ve sebzelerin yenilemediğini söyleyen Erbaalılar, aynı kaderi paylaşmak istemiyor.

“Olası bir madenin Erbaa’mızda doğaya ve insana, derelerimizden, pınarlarımızdan akan yer üstü ve yer altı sularımıza vereceği zararı her aklıselim ve vicdan sahibi görebilir” denilen açıklamada, Fatsa örneği önümüzde dururken, bölgeye yeni bir altın madeni açmanın maden şirketi dışında hiç kimseye hele de bu köylerde, kasabalarda yaşayan insanlara katkı sağlamayacağı belirtildi.

‘GELECEĞE NEFES KALSIN’

“Biz, Tokat ve Amasya köylerinde, kınalı kuzularının, ineklerinin, mandalarının sütünden, bahçesinde, tarlasından kıt kanaat geçinen Anadolu insanının, Ayşe teyzemizin, Mehmet amcamızın vakur ve haklı sesiyiz. Şüphesiz kazanacağız” diyen köylüler, herkesi desteğe çağırdı. Erbaalılar, Milli Ağaçlandırma Günü’nde “Geleceğe nefes kalsın, Erbaa yeşil kalsın” diyerek bir imza standı açtı. Ayrıca ilgili bakanlıklara iletilmek üzere change.org üzerinden başlatılan imza kampanyasında, “Yeşil Erbaa Çevre Platformu’nun başlatmış olduğu; siyanürlü altın ve sülfirik asitli bakır madenine hayır imza kampanyasına katılarak Erbaa’nın doğasını korumaya söz veriyorum” denildi.

TARİHİ MADEN DE ZARAR GÖRECEK

Gürgen, kayın ağaçları ile kaplı, sık fundalıkların ve orman gülü olarak anılan zengin bir ağaç altı florasının olduğu bölgedeki bir diğer önemli konu ise eski Gümüşlük Mevkii Bakır Madeni’nin tarihi kalıntılarının bu bölgede olması. 6000 yıllık kalıntılarda MTA Enstitüsü’nde görevli Birleşmiş Milletler Ekibi, 1972-1974 yıllarında çalışma yaptı ve eski bir maden galerisine rastladı. Ülke ve dünya mirası olan bu antik madenin zarar göreceğinin vurgulandığı başka bir imza kampanyası başlatan Çerkesfındıcak köylülerinin açıklamasında ise, “Alanın ülke ve dünya mirası açısından öneminin yanı sıra bölgenin doğası, iklimi, hava şartları, içme suları altın madeni araması çalışmaları ile siyanürle zehirlenecek doğal yaşam bozulacak, halk altın ve para uğruna zehirlenecek insanlar hastalanıp gelecek nesiller yok edilecektir” denildi.

Duvar/ 19.11.2020

Diğer Yazılar