Çernobil yok diyen meclise cevap / 18.12.2010

Değerli dostlar, sayın basın mensupları;

Az önce izlemiş olduğunuz oyun, geçtiğimiz hafta TBMM Kanser araştırma komisyonu tarafından yapılan “Çernobil faciası bölgede kanseri artırmadı” açıklaması üzerine kaleme alınmıştır.

Yapılan açıklama izlemiş olduğunuz oyundan çok daha komik olmakla birlikte, bilimsellik ve gerçeklikten o kadar uzaktır.

Bununla birlikte bu açıklama, devlet yetkililerinin zihniyetinin değişmediğini aksine bu zihniyetin giderek daha da kökleştiğini açıkça ortaya koymaktadır.

Çernobil vakasının dünyayı kasıp kavurduğu günlerde sanayi bakanı Cahit Aral halkın huzurunda radyasyonlu çay içebiliyor, Başbakan Turgut Özal ise “Radyoaktif çay daha lezzetlidir” diyebiliyordu.

Görüldüğü gibi ziyniyet aynıdır ve değişmemiştir.

Yıllar önce devlet tarafından işlenen bu suç, bütün ölümlere ve bilimsel verilere rağmen kabul edilmediği gibi üstü küstahça örtülmeye çalışıldı; bugün bu tavır aynı vurdumduymazlık ve küstahlıkla devam etmektedir.

Yapılan bu açıklamada halkla açıkça dalga geçilmektedir; halk hiçe sayılmakta, aşağılanmaktadır.

Açıklamada geçen şu sözlere dikkat ediniz;

“Doğu Karadeniz Bölgesi’nde kanser vakalarında artış olup olmadığı, Çernobil’in Doğu Karadeniz’deki kanser vakalarına etkisinin bulunup bulunmadığını incelemek ve kanserle uğraşan bilim insanlarıyla görüşmek üzere 3 gündür bölgedeyiz.”

Çernobil felaketinin etkilerinin hala devam ettiği günümüzde, Doğu Karadeniz Bölgesi’ne yapılan 3 günlük gezi boyunca 25 yıllık geçmişi olan bir olguyu nasıl ve ne şekilde incelediklerini araştırıyoruz ve şu şekilde bir yanıtla karşılaşıyoruz;

“Özellikle Çernobil hadisesinin olduğu dönemde en fazla radyasyonun olduğu iddia edilen Pazar, Çayeli, Ardeşen ve Fındıklı İlçesi’nde halkımızla beraber olup onları dinledik”.

Çernobil felaketinin halkın üzerinde bir etkisinin olup olmadığı ancak bu derece modern, kapsamlı ve etkili bir bilimsel yöntemle araştırılabilirdi, devlet yetkililerini kutluyoruz doğrusu ! Ne diyorlardı;

“Oturduk ve insanları dinledik !”  İşte ‘Bilimsel Açıklama’

O zaman açın kulaklarınızı ve bunlarıda dinleyin;

Hopa’da yapılan bir araştırmaya göre ölümlerin %47 sinin kanser olduğunu biliyor musunuz?

Facia sonrası Ukrayna’da hayatını kaybedenler çelik tabutlarla gömülürken Karadeniz’de radyasyonlu çayların gömüldüğünü, denize döküldüğünü ve yakıldığını biliyor musunuz?

Çocukların sakat doğduğunu ve hatta hiç doğamadıklarını…

Mitolojik yaratıkları hatırlatan İki kafalı hayvanların dünyaya geldiğini …

Bir çok bitki türünün yok olduğunu…

Biliyor musunuz?

Yaşam alanlarımızı yok edenlerin bizlerle dalga geçmesine, bizlerle alay etmesine, bizleri aşağılamasına izin vermeyeceğiz !

Bilimsel araştırma adı altında yapılan bu çalışmaların, kamuoyunu Karadeniz’de yapılacak Nükleer Santral Projelerine ve yüksek gerilim hatları ile Karadeniz Vadilerini kanser vadilerine dönüştürecek olan HES projeleri için bir zemin oluşturulmak istenmektedir. Bu yolla artık isyan halinde olan halk tekrar susturulmak ve  pasifize edilmek istenmektedir.

Bizler, Çernobil’in Çocukları olarak

Nükleer Santraller dahil olmak üzere, yaşamlarımızı yok edecek olan bütün enerjilere ve projelere karşı, direneceğiz ve izin vermeyeceğiz.

Artık Yeter!

KARADENİZ AYAKTADIR

KARADENİZ İSYANDADIR !

 

Diğer Yazılar